12 Şubat 2012 Pazar

RENGÂRENK

Aşka dair kurduğum hayaller hiç gerçekleşmedi. Uğruna şiirler, sözler yazdıklarımın adımları hep benden uzağa gitti. Deli gibi istediklerim hep nefret ettiklerimi seçti. Ama nedense vazgeçemiyorum aşktan. Hoş, bu zamana kadar vazgeçmek de istemedim ya... Hayallerimden, uğruna yazıp sildiklerimden, hatta deli gibi istediklerimden vazgeçtim ama aşktan asla! Hep başka bir bendende, isimde, vakitte, mekânda, duyguda çıkmayı başardı karşıma; her defasıda kandırdı beni binbir çeşit suratıyla. Onca eziyetle, kararlılıkla inşa ettiğim tabuları yıkıverdi bir çırpıda.

Ve aşk rengini kanımdan aldı. Kimine göre beyazdı; masumdu. Kimine göre maviydi; sonsuzdu. Kimine göre siyahtı; ayrılıktı. Kimine göre pembeydi; güven doluydu... Ama benim sevdam hep kırmızıydı. Çünkü her zaman canlıydı; canıma can katan kanımdı. Evet, aşk rengini kanımdan aldı ama başarılı bir operasyonla kanımı akıtmadan da canımı aldı! Canım bildiklerimi aldı; canımdan can aldı; canlar aldı!!! Bana can katan aşk, sararıp soluşum oldu aynı zamanda.

Aşk gel ve beni yine kandır; canıma can kat yeniden ve uyuştur beni. Çünkü şuan sana çok kızgınım. Hani aşkın içinde aşk vardır ya… Hem bir bela hem de bu derde deva sensin ya hani... Sana kızgınlığımın geçmesi için sana kapılmalıyım. Kimbilir belki bu defa daimi olursun ve yeşerişinle huzuru bulurum; ya da kanım soğur, bedenim morarır ve olursun sonum...