Donatılmış bir masada boş kadehler. Aslında o kadehler hiç dolmadı ve aslında hiçbirinin birer sahibi de olmadı. Ben koydum onları. Donattığım masayı süslemek içindi hepsi. Bu dürüstlük için, bu saygı için, bu sadakat için, bu anlayış için, bu sevgi için, bu mutluluk için, bu vefa için, bu aşk için… Bu yemeğin şarkısı da hiç olmadı. Çiçekleri ise hiç solmadı çünkü sahteydi. Ve beni bu uykudan karanlık uyandırdı. Mumların son kıvılcımında gördüm ben karanlığı, aslında aydınlığı. Gözümden boğazıma oradan da göğsüme yerleşen bu düğüm… Kördüğüm… Çözemedim, kesip atamadım da. Masaya bıçak koymamışım. Yani ben kimseyi kanatmamışım! Ve kimseyi kanatmamamın bedelini ödüyormuşum meğer! İyi bir insan olmanın bedelini sayelerinde kendime yarattığım çıkmazlarımda elim kolum bağlı kaybolarak ödüyormuşum! Sonra bir de baktım bu ödemeyi kendimden; kendimi tüketerek yapmışım.
[04.09.1991-04.09.2013]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder